Türbe Höyük
- English
- Türkçe
Dr. Haluk Sağlamtemir, Ege Üniversitesi
Türbe Höyük, Siirt il merkezine 27 km. uzaklıkta ve Siirt’in güneyinden akan Botan Nehri’nin kıyısında yaklaşık 100 x 40 metre boyutlarında yeralır. Höyük, Botan Nehri’nin Dicle Nehri ile birleştiği noktadan 2 km kadar kuzeydedir. Bu konumu nedeniyle Botan Vadisi boyunca kuzeye veya güneye ulaşılan önemli bir geçiş noktasında bulunmaktadır.
2002 yılı çalışmaları Türbe Höyük kazısının ilk yılı olmasından dolayı höyüğün topografik planı çıkartılmış, höyüğün batı ve doğusunda toplam 6 açmada kazı çalışmaları sürdürülmüştür. Ayrıca höyüğün batısında Botan Nehri boyunca uzanan yaklaşık 80 m. uzunluğunda ve yaklaşık 3 m. kalınlığındaki sur duvarlarında da temizleme çalışmaları yapılmıştır. 1, 2 ve 3 no’lu olarak adlandırdığımız açmalarda tabakalanmayı anlamak açısından kuzey-güney doğrultusunda höyüğün en yüksek noktasından güneye doğru devam etmiştir. Batı tarafta bulunan 4, 5 ve 6 no’lu açmalar ise sur duvarını ve duvarın arkasında bulunan yapıları açığa çıkartmaya yönelik gerçekleştirilmiştir.
Türbe Höyük adından da anlaşılacağı gibi höyük üzerinde bulunan mezarlardan dolayı yerel olarak bu isimle bilinmektedir. Bu nedenle, kazı yapılan tüm alanlarda çok sayıda Ortaçağ mezarı ortaya çıkartıldı. Ortaya çıkartılan iskeletlerin büyük kısmı çocuk iskeletleri olup, genellikle doğu-batı yönüne sırtüstü yatırılmışlardır. İskeletlerden bazılarının üzerinde 4 veya 5 taş sırasından oluşan plaka taşlar bulunmaktadır. Bazı iskeletlerin kollarında ve boyunlarında cam boncuk ve bilezikler ortaya çıkartılmıştır. Höyük üzerinde Ortaçağ’a tarihlenebilecek mimari tabakalar veya keramik bulunmamasından dolayı, höyük alanının Ortaçağ’da yalnızca mezarlık alanı olarak kullanıldığını söyleyebiliriz.
Ortaçağ mezarlarının hemen altında, iskeletler tarafından kısmen tahrip edilmiş taş yapılar ortaya çıkartıldı. Bu taş yapılar höyüğün batısını çevreleyen 80 m uzunluğundaki sur duvarı ile birlikte yapılmışlardır. Sur duvarının doğusunda bulunan mekanların duvarları, aynı zamanda sur duvarlarına destek görevi görmektedir. Sur duvarı ve doğusunda bulunan mekanların yapımı için açılan temel çukurları da höyük üzerindeki erken tabakaların tahrip olmasına neden olmuştur. Sur duvarının doğusunda bulanan yapıların taş duvarları 2 m'ye kadar korunmuştur. Bu mekanlardan birinin içinde kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan ve yapım tekniği açısından aynı özelliklere sahip olan bir mekan ortaya çıkartıldı. Bu mekanın varlığı surun arkasında bulunan yapıların en azından iki evreli olabileceğini ve erken evrede yerleşimin surla çevrili olmadığını göstermektedir. Sur duvarı höyüğün güney kısmında köşe yaparak bitmektedir. Bu alanda tabanı küçük dere taşları ile döşeli küçük bir bölümün sur ile çevrili yerleşim alanına giriş için kullanıldığını düşünmekteyiz. Sur duvarı ve arkasında bulunan yapılar için yapılan ilk gözlemler Roma Dönemi öncesine tarihlenebileceğini göstermektedir.
Kazı çalışmaları boyunca yoğun olarak Halaf ve Ubaid Dönemi’ne tarihlenen keramikler ortaya çıkartılmasına rağmen mimari olarak bu tabakalara ulaşılamamıştır. Özellikle iskeletlere ait mezar çukurlarının kazılması sırasında yüzeye çıkan keramiklerle birlikte yine bu dönemlere ait işlenmiş ve işlenmemiş çok sayıda çakmaktaşı ve obsidyen alet bulunmuştur. Bu nedenle Botan Vadisi’nin, Van Gölü civarında bulunan obsidyenin güneydeki bölgelere, Halaf ve Ubaid kültürünün ise kuzeye yayılımı açısından önemli bir geçiş yolu olduğunu söyleyebiliriz. Türbe Höyük bu stratejik konumunu özellikle İ.Ö. 5. ve 4. Bin boyunca sürdürmüş görünmektedir.