Paleolitik Araştırmalar
- English
- Türkçe
Doç. Dr. Harun Taşkıran, Ankara Üniversitesi
2002 yılı Ilısu Baraj Gölü Alanı Paleolitik Çağ Yüzey Arastırması, Ankara Üniversitesi'nden Doç. Dr. Harun Taşkıran başkanlığında 8 kişilik bir ekiple, 4-30 Temmuz 2002 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir.
2001 yılında Bismil-Batman arasındaki Dicle nehrinin kuzey kıyıları boyunca gerçekleştirilen yüzey araştırması, bu yıl yine aynı bölgede ancak Dicle nehrinin güneyinde yapılmıştır.
Söz konusu araştırma alanı yoğun bir şekilde yürüyerek taranmıstır. 1 adedi daha önce Algaze ve Rosenberg tarafından tespit edilmiş olan, toplam 22 adet Paleolitik dönem buluntu yeri saptanmıştır. Saptanan buluntu yerlerinin büyük bir kismi tekno-tipolojik olarak Alt Paleolitik, az bir kısmı da Orta Paleolitik dönemin tipik buluntularını vermiştir.
Ele geçen buluntuların yoğun olduğu alanlar, genellikle yontma işleminin yapıldığı Alt ve Orta Paleolitik dönem işlik yerleri olarak nitelenebilir. Dolayısıyla, alet diyebileceğimiz türden buluntular elimize çok fazla geçmemiştir. Bu alanların yerleşim yerinden çok, atölye olarak özetleyebiliriz. Bununla birlikte, alt paleolitik döneme ait olan ikiyüzeyli aletler alandan dağınık olarak ele geçmişlerdir. Dolayısıyla bunların ele geçtiği yerler de gerçek yerleşim yeridir diyemiyoruz.
Yapılan yüzey araştırmaları sonucunda şimdiye değin Üst Paleolitik ve Epi-Paleolitik dönemlere tarihlenebilecek kesin kanıtlar saptanamamıştır. Aynı durum, Fırat havzasında da karşımıza çıkmıştı. Bunun nedenini şimdilik kaydıyla bilemiyoruz. Ancak, bölgenin tümünde yapılacak çalışmalar sonucunda bu sorunun yanıtlarını verebileceğiz umudunu taşımakla birlikte, yerleşim yeri olarak kullanılmış ve uzun süreli iskan görmüş buluntu alanlarının keşfedilmesi ve kazılarının yapılması gerekmektedir. Çünkü bölgenin güneyinde yer alan Irak ve Suriye toprakları ile Levant koridorundaki birçok yerde Alt Paleolitik' ten itibaren Epi-Paleolitiğin sonuna kadar iskan edilmiş birçok yerleşim yeri saptanmıştır. Bu tezatlığın cevapları kanımızca yine Güneydoğu Anadolu bölgesinde yapılacak olan sistematik araştırmalar sonunda ortaya çıkacaktır.
Öte yandan, araştırma yaptığımız alanlardaki yüzey erozyonunun çok yoğun olduğu görülmüştür. Bu aşınma etkisinin söz konusu bölgedeki yerleşim yerlerini ne kadar etkilemiş olabileceği de bir diğer sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılacak olan paleocoğrafik çalışmalar da bu konunun daha iyi anlaşılmasi için gereklidir. Çünkü, şimdiye değin Dicle havzasinda karşımıza çıkan buluntu yerlerindeki Paleolitik dönem materyalleri dağınık bir biçimde yer almaktadır. Dağılma etkisinin bir anlamda erozyona maruz kalmış olan yüizeylerle ilişkili olduğu kanısındayız.