Doç.Dr. Gülriz Kozbe, Ege Üniversitesi

 

Kavuşan Höyük, Diyarbakır İli Bismil İlçesi'nin 10 km güneydoğusunda, Yenice Köyü-İnardı Mezrası sınırları içinde ve Şeyhan Çayı'nın Dicle Nehri ile birleştiği noktanın hemen doğusunda, Dicle kıyı çizgisinin 70 m kadar güneyinde yer almaktadır.

Kavuşan Höyük 2002 çalışmaları, dört adeti 2001 yılında başlatılan, bir adeti ise bu yıl açılan 10x10 m boyutlarındaki beş açma ile höyüğün güney eteklerinde günümüzde tarla olarak kullanılan alt kesimlerdeki 2x5 m boyutlarına sahip sondaj çukurunda yürütülmüştür.

2001 yılı kazı çalışmalarında höyükteki tüm açmalarda ortaya çıkartılan ve Orta Çağ’a tarihlendirilen I. yapı katı, kendi içinde iki alt evreye ayrılmaktadır. Az işçilikli dere taşlarının çamurla sıkıştırılması tekniğiyle yapılmış duvarlar, taş döşeme ve çok sayıda çukurlarla temsil edilen erken evre, geç evreye ait Ortaçağ mezarları tarafından yoğun bir şekilde tahrip edilmiştir. I. yapı katı, 2002 yılında çalışılan yeni açmalarda da belirlenmiştir. Nitekim F 13 Açması’nda, üç oda ve avlu veya ön terastan oluşan bir plana sahip, az işçilikli dere taşlarından yapılmış temel kalıntıları bu yapı katına aittirler. Ayrıca çapları 1 - 2.70 m arasında değişen I. yapı katı çukurlarının, IV. yapı katını bile bozacak biçimde - 2.90 m derinliğe kadar indikleri ve höyükteki tabakanmayı tahrip ettikleri bu yıl da gözlenmiştir.

   

 

Höyüğün en yüksek noktasından 0.5 m’lik bir eğimle güneye doğru uzanan çamur taban ve çamur duvarlar ile yanmış kerpiç kalıntılarının oluşturduğu II. yapı katı, geçtiğimiz yıl höyüğün belirli kesimlerinde saptanmıştır. 2002 çalışmaları sırasında G 14 Açması’ndaki bir tandır içinde ele geçen; Erken Demir Çağ’a veya Geç Tunç Çağ / Erken Demir Çağ Geçiş Dönemi’ne ait olduğu düşünülen, kırmızı renk boyayla yapılmış baş aşağı üçgenler ve yatay bantlar arasına yerleştirilmiş dalgalı hatlarla bezeli tek kulplu çömlek, bu yapı katının tarihlendirilmesi açısından oldukça önemlidir. Genellikle çukurlarda ele geçen ağız kenarı yivli tipik Erken Demir Çağ keramikleri ise Doğu Anadolu bölgesel niteliklerinin bu dönemde yörede güçlü olduğunu gösterirler.

F 15 Açması’nda olduğu gibi II. yapı katı, höyük üzerinde bazı açmalarda mimariyle temsil edilmemektedir. Dolayısıyla bu alanların mekan dışı silo alanı olarak kullanıldığı sonucu çıkarılabilir. Nitekim 2002 yılı kazılarında, sadece F 15 Açması’nda çapları 0.90 m ile 2 m arasında değişen toplam 12 adet çukur açılmıştır.

 

   

II. yapı katı altında yine çukurlar tarafından oldukça tahrip edilmiş III. yapı katı molozu ile karşılaşılmıştır. Açık renk çamur karakteri ağır basan bu dolgu, 75 cm ile 1 m arasında kalınlığa sahiptir. 2002 çalışmaları ağırlıklı olarak III. ve IV. yapı katlarını ortaya çıkarmaya yönelikti. III. yapı katı, çamur bir taban, dibek taşı, karşılıklı yerleştirilmiş üç gözlü kerpiç bölmeler ve kül çukurundan oluşan bir mimari doku çerçevesinde G 14 Açması’nda kullanım alanlarıyla belirlenmiştir. Kerpiç bölmelerden birinin içinde, faaliyet alanının ne amaçlı kullanıldığını açıkca belirleyen 13 adet in situ kil yapımı ağırşak bulunmuştur. Bu yapı katına ait çanak çömlekler arasında, benzerlerine Suriye ve Kuzey Irak'da rastlanan Mittani - Orta Assur formları yer almaktadır. Olasılıkla Kavuşan Höyük’te Geç Tunç Çağ’a ait birden fazla tabaka vardır.

F 14 Açması'nda, Kavuşan Höyük gibi vadi tabanına yakın yerleşmeleri etkilemiş olan Dicle'nin akış rejimi ve taşkınlarıyla ilişkili bazı izler belgelenmiştir. Açmanın a ve b plankarelerinin kesiştiği hattın güneyinde, - 2.00 m'de bütün yüzeye yayılan 40-50 cm kalınlığında bir tabaka saptanmıştır. İçinde çanak çömlek, kül, kemik gibi kalıntılar bulunmamaktadır. Çakıl, kum ve kil karışımı bu kuşak, açmanın güneyinde - 4.00 m'ye dek inmektedir ve altında da kültür toprağının varlığı saptanmıştır.

IV. yapı katı, erken tabakaları örten çakıl-kum-kil kuşağını bozarak üzerine açılmış gibi gözükmektedir. IV. yapı katı, - 2.00 / - 2.20 m derinde belirlediğimiz, bir duvara ait olabilecek yanmış kerpiç izlerden oluşmaktadır. İzler, F 14 Açması'nın kuzey kesiminde doğu-batı doğrultusunda uzanmakla birlikte, 2002 yılı çalışmalarında sağlam kerpiç blokları ve duvar sınırı belirlenememiştir. Çanak çömlek buluntular arasındaki “dark rimmed orange bowls” türündeki örnekler tarihleyicidir. Eğer bu kuşak, yerleşim alanını etkileyen bir sel ya da taşkınla ilgiliyse, söz konusu olay, bu malların kullanıldığı dönemde, bir başka deyişle, İ.Ö. III. Bin sonunda veya II. Bin yıllarının hemen başında gerçekleşmiş olmalıdır.

Çakıl, kum ve kil kuşağının höyüğün kuzeyine doğru yatay bir doğrultuda ilerlemesi, erken dönem yerleşmelerinin höyüğün kuzey kesiminde, Dicle tarafından bugün artık tahrip edilmiş olan alanda genişlediğini gösterebilir. Dicle tahribatı sonrası, olasılıkla İ.Ö. II. Binyıl başlarından itibaren Kavuşan Höyük’teki yerleşmeler güneye doğru kaymış olmalıdırlar.

İ.Ö. III. Binyıl ve öncesine ait prehistorik yerleşmelerin Kavuşan Höyük'te, Dicle tarafından tahrip edilmiş olan kuzey kesimde yayıldığı yolunda açık bulgular elde edilmiştir. Höyükteki yerleşim dokusu, “dark rimmed orange bowls” olarak adlandırılan ağız kenarı koyu renk bant bezemeli portakal renkli malların kullanım evresinde - İ.Ö. III. Binyıl’ın sonu / II. Binyıl’ın hemen başında -, büyük olasılıkla Dicle nehrinin neden olduğu bir tahribata uğramış ve höyüğün üzeri çakıl-kum-ve-kil kuşağı ile örtülmüştür. 2002 yılında çalışılan altı açmadan elde edilen verilere göre, bu döneme tarihlenen IV. yapı katından sonra höyükte uzun süre yerleşim kurulmamış olmalıdır.

Kalın sayılabilecek bir dolgu tabakası üzerindeki III. yapı katında, Mittani - Orta Assur olarak tanımlanan malzeme ele geçmektedir. Ancak söz konusu malzeme üzerinde belirgin ayırımlar yapmak bu aşamada güç görünmektedir.

Transkafkasya Orta Tunç Çağı sonu/Geç Tunç Çağ boyalıları ile büyük benzerlik içinde olan ve yörede Erken Demir Çağ boyalısı olarak bilinen bir kap ile Doğu Anadolu Bölgesi’nden tanıdığımız Erken Demir Çağ yivli çanak çömleği, höyüğün II. yapı katında görülürler. Yivli malların daha çok çukurlardan ve karışık topraktan ele geçmiş oluşu tarihlemeyi zorlaştırmaktadır. El yapımı, kaba mallardan oluşan kuzey etkili bir kültürün höyükte temsil edildiğinin belirlenmesi, 2002 yılının önemli sonuçlarından birini oluşturur.

Höyük zirve noktasının doğusundaki I ve II no.lu açmaların bulunduğu alan I, II ve III. yapı katı boyunca, daha çok depolama amaçlı çok sayıda çukur açılarak kullanılmış gözükmektedir. Yüzdürme tekniğiyle çukurlardan bir bölümünden alınan toprak örnekleri içinde, başta buğday olmak üzere çeşitli türde kömürleşmiş tohum örneklerinin belirlenmiş oluşu bu değerlendirmeyi desteklemektedir.

Höyük üzerinde İslami Dönem’e ait gömülerin varlığı da ilk kez bu kazı sezonunda tespit edilmiştir. G 14 ve F 13 açmalarında yüzey toprağının hemen altında, İslami Dönem’e ilişkin 6 adet basit toprak mezar kalıntıları saptanmıştır. Bu mezarlar, yüzeyin 10 - 20 cm kadar altında, I. yapı katı içine yapılmışlardır. Mezar çukurlarının orijinal derinliğinin 1 – 1.20 m kadar olduğu düşünülürse höyük konisinin üstten en az 80 cm kadar tahrip edildiği ortaya çıkarılabilir.

 

 


Last Updated:
20/04/2022 - 15:23